Türk Olmak Kadar Gurur Verici Birşey Yoktur
Ben; Damarlarında Asil Kanın Aktığı Irkım, Benden Bahseder Destanım, Ağıtım, TÜRK'üm, Ben TÜRK'üm, Taa İliklerime Kadar MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'üm !..
Küçükken hep düşünürdüm. Dünyanın her yeri de Türkiye gibi midir? Orada da insanlar aynı şeyleri mi düşünür? Eğer öyleyse neden savaşlar yapılır? Neden aynı dili konuşmayız? Bu soruların cevabını almak için bir kaç sene okulla tanışmayı beklemem gerekiyordu.
Okula ilk gittiğim gün yanımda annem vardı. Onu bırakmak istemedim. Ama bir süre sonra o da gitti. Yanımda oturan arkadaşımı ilk defa görmüştüm. Öğretmenimi de zaten ilk görüşte sevemezdim. Anlayacağınız herşey sanki anlaşmış gibi beni üzüyordu. Karşımda kocaman bir tahta ve tahtanın üzerinde Atatürk'ün resmi ve iki yanında çerçeve içinde yazılar vardı. Tahtaya öğretmenim adını yazdı. Okuyamadık ama yazıyla ilk
tanışmam o zaman oldu. Heyecanlıydık belkide okumayı öğreneceğimiz için. Şimdi düşünüyorum da işte o an gerçekten çok şey öğrenmişim öğretmenimden. Önceleri okumayı pek sevmezdim. Hikaye kitapları çok sıkardı beni. Annem, babam ve öğretmenlerim okumam gerektiğini söylüyordu. "Çok okursan çok şey bilirsin" cümlesini duyuyordum hep. Aldırış etmiyordum önceleri. Gazete okusam da olur deyip hergün gazete
okuyordum baştan sona. Ama ilköğretimi bitirip liseye başlamam hayatımda çok şeyi değiştirdi.
Şu an son sınıf öğrencisi olduğum lisede okumayı sevdim. Kocaman bir kütüphanesi vardı. İstediğim her konuda kitap, dergi, ansiklopedi bulabiliyordum. Adam akıllı okuduğum ilk kitap 4 sene önceydi. O günden sonra birşeylerin değiştiğini farkettim. Artık dünyada neler olduğu hakkında düşüncelerim vardı. "Tarafsız" olamayan basınımızın da bazı yanlış noktalarını anlıyordum artık. Artık ülkemi daha çok seviyordum. Çoğumuza çocuk oyuncağı gibi gelen terörle mücadelenin nasıl yapıldığını öğrendim. Bunları sadece kitaplardan değil yaşayanlardan öğrenmek
çok daha farklı bir duyguydu benim için.
Bugünlerde öğrendiklerim beni daha fazla üzüyor. Çünkü yaşam ve dünya küçükken olduğu gibi değilmiş. Küçükken olduğu gibi değilmiş sevgi, aşk... Küçükken olduğu gibi değilmiş dostlar, düşmanlar... Yaşadıkça öğreniyormuş insan bunları. Sevdiği için canını vermeye hazırmış bazıları. Bazıları en sevdiği kız için canını verirmiş, bazıları ise taşına toprağına kurban olduğu vatanı için. Çünkü anladım ki dünyada başka millet
yokmuş Türk gibi kendisinden çok başkasını düşünen.
Türk olduğu için gurur duyamayanları gördüm çevremde. Araplara, Amerikalılara, İngilizlere özenenleri gördüm. Onlar bile nedenini bilmiyorlardı. Belkide filmlerde gördükleri toz pembe dünyaydı onları çeken. Televizyonlardaki hayatlarıydı belkide. Ama bunların yanında birde "İyiki Türk olmuşum" diyenleri de gördüm. "Amerika'da zengin olacağıma, Türkiye'de fakir olurum" diyordu.
Bir şeyi daha biliyorum bugün. Ben de bir gün bu vatan için canımı vereceğim. Bu bayrak dalgalansın diye koşacağım belki de düşmana. Ve bir şeyi unutmayacağım. Arkamdakiler için, vatanım için, bayrağım için bunu yapıyorum...
Unutmak bir kişiyi öldürür. Unutulmak ise insanlığı. Şehitlerimizi unutmayalım. İşte o zaman hiç ölmeyen şehitlerimiz ölüverir. |